Powered By Blogger

24 Temmuz 2011 Pazar

---SUBJEKTİF MARJİNAL---



"Andımız kaldırılsın"

 İlköğretim okullarında okunan "Andımız"ın kaldırılmasını isteyen bazı dernek üyeleri, Fatih’te eylem yaptı. Zorunlu eğitimin kaldırılmasını ve başörtüsüyle okullara gidilebilmesini de isteyen üyeler, Fatih Postanesi’nden Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı’na taleplerinin yazılı olduğu iki mektup yolladı.


 Murat DELİKLİTAŞ/İSTANBUL (DHA)

 Yanlarında çocuklarıyla birlikte Fatih Postanesi önünde saat 15.00’da toplanan Mazlum-Der ve Özgür-Der üyeleri eylemciler, taleplerini yazdıkları iki mektubu da attıktan sonra ‘‘Irkçı Kemalist müfredat istemiyoruz" ve ‘‘Irkçı andı ret ediyoruz" sloganları atarak Fatih İtfaiyesi önündeki Saraçhane Parkı’na doğru yürümeye başladı. Ellerinde "Kışla düzenine son", "Kesintisiz eğitim, kesintisiz zorbalık", "Okullarda başörtüsüne özgürlük" yazılı pankartlar taşıyan grup, zaman zaman trafiği aksattı.

 Saraçhane Parkı’nda tekrar toplanan yaklaşık 300 kişilik grup adına basın açıklaması yapan Mazlum-Der üyesi Zehra Türkmen, eğitim sistemini eleştirerek "İnsan kişiliğini ve inanç bütünlüğünü görmezden gelen, statükoya aykırı fikir ve yaklaşımlar benimseyebilme ve geliştirebilme hakkını yok sayan bir anlayışla çocuklarımız, gençlerimiz resmi ideolojik kalıplar doğrultusunda şekillendirilmeye çalışılmıştır. Sorgulama cesaretinden yoksun nesiller yetiştirilmesi hedeflenmiş, okul kışlalaştırılmış ve öğrenciler askerleştirilmiştir" dedi.

 Bunlara karşı olduklarını ifade eden Türkmen, "Andımız adlı İslam akidesine aykırı öğeler içeren, kişi putlaştırmasına ve kişilik tahribine yönelik ırkçı metnin her sabah çocuklarımıza zorla söylettirilmesi ayıbına, ilkelliğine ve zulmüne son verilmelidir. İsteyen vatandaşa ana dilde eğitim alma hakkı tanınmalıdır. Okullarda askeri denetim ve vesayet aracı olan kışla tipi eğitimin simgesi Milli Güvenlik dersi kaldırılmalıdır" diye konuştu.

 Basın açıklamasının ardından konuşan ilköğretim 5’inci sınıf öğrencisi bir kız, inançlarına aykırı olduğu halde her sabah Andımızı’n okutulmasının kendisi için zulüm olduğunu söyledi.


..................................................................................................................................................................................................

Türküm, doğruyum, çalışkanım,


İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak

yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.   -----> bencil olmak ve ekmeğini yediğin bu ülkeyi sevmek mi yediremediğin?

Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.

Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe  -----> Atatürkün 'okuyun, kendinizi geliştirin, teknolojiye ve bilime ayak uydurun' demesi mi ant içemediğin?

durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.  -----> Varlığını, yaşadığın ülke için değil de o çok övdüğün araplarla beraber 'cihad'                                                                           yaparken mi armağan etmek istiyorsun?

"Ne mutlu Türküm diyene!''   -----> Evet, evet...Senin derdin 'Türk'üm' demeyi kabul edememek.


 Başörtüme karışmayın diyenlerin - bu konuda sonuna kadar arkanızdayım - andımız okutulmasın demesi 'ÖZGÜRLÜK' kelimesinin ülkemizde herkes için 'subjektif' olduğunu gösteriyor ...


 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder